9 Nisan 2012 Pazartesi

Anton Çehov - Martı

Martı: Çarlık Rusya’sının yıkılmaya yüz tuttuğu bir dönemde, sanayileşme ve kentleşmeye ayak uyduramamış küçük bir burjuva sınıfının, ataletsizlik, can sıkıntısı ve mutsuzluk içinde geçen kıvranışlarını anlatmaktadır.

Önce oyun karakterlerini tanıtmak sanırım kafa karışıklığını önlemek için yararlı olacaktır. Oyun, Sorin’in çiftliğinde geçer. Sorin, Arkadina’nın abisidir. Arkadina ise eskiden meşhur bir oyuncu olan ve hala kendisi ile övünen aktris, aynı zamanda yazar olma hayalleri kuran tiyatro aşığı Treplev’in annesidir. Oyunda ki karakterlerin en büyük ortak noktası, sanat meraklarıdır. Nina, oyuncu olmak isteyen, zengin bir çiftlik sahibinin kızıdır, fakat ailesinden gizli olarak tiyatro oyunculuğu yapar. Şomrayev ise emekli teğmen ve Sorin’in çiftliğinde kâhyadır. Andreyevna, Şamrayev’in karısı. Maşa, Şamrayev ve Andreyevna’nın kızı. Boris Alekseyeviç, doktor. Medvedenko, öğretmen. Yakov, uşak ve bir de aşçı ile hizmetçi kız vardır.

Oyun dört ana karakter olan, Arkadina, Treplev, Nina ve Trigorin’in sanatsal ve romantik çatışmalarının etrafında geçer. 4 perdelik bu oyunu tek tek ele alarak çözümlemenin anlaşılırlığı kolaylaştıracağını düşündüğüm için bu anlatım yoluna başvurmayı tercih ediyorum.

1. PERDE
Sorin’in ünlü bir oyuncu olan kardeşi Arkadina ve oğlu Treplev kısa bir tatil için malikâneye gelir. Malikâne sakinleri, Treplev’in yazdığı deneysel oyunu izler ve oyun içinde oyun gerçekleşir. Nina burada “Dünyanın Ruhunu” oynar. Fakat Treplev’in bu oyunu, Dorn dışında kimse tarafından fazla beğenilmez, özellikle annesi onunla dalga geçer ve oğlunun gururunu kırar. Bu durumda Treplev annesine karşı büyük bir kızgınlık duygusuna kapılır. 1. Perde de karakterlerin aşkları da ortaya çıkar: Öğretmen Medvedenko, Maşa'yı, Maşa karşılıksız şekilde Treplev'i, o ise Nina'yı sever.

2. PERDE
Arkadina ile Şamrayev kavga ederler daha sonra ikili oradan ayrılır. Nina gezinirken, Treplev vurduğu martıyı ona getirir. Nina bu durumdan tedirgin olur, o sırada Treplev, Trigorin’in geldiğini görünce kıskançlık duygusuna kapılır ve orayı terk eder. Ünlü ama fazla kültürlü olmayan daha çok popüler içerikli yazılar yazan Trigorin’e, Nina şöhretli biri olmanın nasıl bir duygu olduğunu sorar. Bu sahnede Nina’nın, Trigorin’i gözünde ne kadar büyüttüğünü fark ediyoruz. Vurulmuş olan martıyı gören Trigorin, yazacağı kısa öyküde bu martıyı nasıl kullanacağını anlatır ona ve bu martı gibi hür ve özgür olan genç kızın günün birinde tanışacağı adam yüzünden tıpkı bu martı gibi hayatının mahvolacağını söyler. Trigorin’in bu öykü fikri oyunun sonlarına doğru somut bir gerçeğe dönüşerek Nina’nın hayatı ile doğrudan bağlantı kuruyor. Bu esnada Arkadina, Trigorin’i arayarak fikrinin değiştiğini, kısa sürede dönmeyeceğini söyler. Nina bu durumdan memnun olur, Trigorin, Nina’nın yanından ayrıldıktan sonra, Nina onun alçakgönüllülüğü ve şöhretinden büyülenmiş bir şekilde iç geçirerek ona karşı aşk ve hayranlık duymaya başlar.

3. PERDE
Arkadina ile Trigorin malikâneden ayrılmaya karar verirler. Perde arasında Treplev intihara kalkışmış ama kurşun kafasını sıyırdığı için kurtulmuştur. Nina kahvaltı sırasında Trigorin’e ona olan bağlılığının sembolü olarak madalyonu hediye ederken, kitaplardan birinde geçen “Bir gün hayatıma ihtiyacın olursa onu gel ve al” cümlesini ithaf ederek ona olan duygularını açıkça belli eder. Trigorin eşyalarını toplamak için içeri gider o sırada Arkadina ile Sorin arasında tartışma olur ve Sorin bayılır. Medvedenko ona yardım ederken, Treplev annesinden bandajını değitirmesini ister, bu kez anne ile oğul arasında, Treplev’in, Trigorin’i kötülemesi sonucu kavga çıkar. Arkadina, Trigorin’e aşıktır ve oğlunun onunla bu şekilde konuşmasına izin vermez. Treplev ağlayarak odayı terk eder. Trigorin, Arkadina’ya malikânede kalmak istediğini söyler ama Arkadina onun hoşuna gidecek güzel sözlerle onun ruhunu okşar ve ikna eder. Çaresiz kalan Trigorin bunu kabul eder. Nina son kez vedalaşmak için Trigorin’in yanına gelir ve ailesine rağmen oyuncu olacağını ona söyleyerek tutkulu bir şekilde öpüşüp yakın zamanda Moskova’da görüşmek üzere plan yaparlar.

4. PERDE
Aradan 2 yıl geçer. Maşa, Medvedenko’nun evlenme teklifini kabul etmiş ve 2 çocukları olmuştur. Ancak hala Treplev’ olan duygularını yok edememenin mutsuzluğu içerisindedir. Bu arada karakterlerin aralarında geçen konuşmadan Nina ile Trigorin’e ne olduğunu anlıyoruz. Trigorin ile Nina evlenmiş ancak Trigorin onu terk etmiş ve tekrar Arkadina ile birlikte olmayı tercih etmiştir. Nina ise başarılı bir aktris olamamış ve küçük bir tiyatro grubu ile turnelere giderek yaşamını devam ettirmeye çalışıyordu. Treplev ‘in ise yazdığı öyküler bazı dergilerde yayınlanıyor ancak giderek artan bir depresyonu büyük problemlere yol açıyordu. Sorin’in ise sağlığı iyice kötüleştiği için malikâne sakinleri Arkadina’ya telgraf çekerek onun geri dönmesini istiyordu. Treplev odasında olduğu sırada Nina arka kapıdan girer ve Treplev’e son 2 yılda başından geçenleri anlatır. Treplev ona hala aşıktır ve burada kalması ister ancak Nina bunu kabul etmez çünkü bağlı olduğu tiyatro topluluğu ile sözleşmesi vardır ve turneye çıkması gerekir, zaten onca olan olaylara rağmen Nina hala Trigorin’ aşıktır ve bunu Treplev’e söyler, daha sonra odayı terk eden Nina, Treplev’i tekrar yalnızlığı ile baş başa bırakır. Treplev büyük bir umutsuzluk içinde yazdığı bütün yazıları yırtar. Bu esnada malikâne sakinleri aşağıda kendi aralarında oyun oynarken yukarıdan bir silah sesi patlar. Treplev kendini vurmuştur!

Oyundan her biri problemli olan karakterlerin ortak özelliği yalnızlıkları, içine düştüğü mutsuzluk ve eylemsizlikleridir. Oğlunun bugüne kadar yazdıklarını dair okumayan duyarsız bir anne olan Arkadina, kendisine gerçekten aşık olan Treplev’i istemeyerek şöhretinden etkilendiği yaşça kendisinden büyük olan Trigorin’e ilgi duyması ve onunla Moskova’da evlenmesi Nina’nın bize şöhret ve güce olan merakını gösteriyor. Nina burada genç bir Arkadina figürü aslında, fakat ne onun kadar yetenekli ne de onun kadar zeki bu yüzden de onun ulaştığı noktaya ulaşamadan yok olup gidecek bir özenti olarak beliriyor karşımızda. Özenti olmasının sebebi Trigorin’i olduğundan çok daha fazla övmesi ve gözünde büyütmesinden kaynaklanıyor. Trigorin ile gitmek istemesinin altında belki de onun şöhretinden yararlanma ve daha hızlı bir şekilde yukarıya çıkma arzusu olabilir. Treplev ise Trigorin’in aksine daha deneysel ve sanatsal çalışmalar yapma arzusu duyan idealist bir genç lakin günümüzde olduğu gibi bu tarz içerikler halk tarafından kolay kolay anlaşılmadığı için çok fazla prim yapan biri olamıyor ve tüketim toplumu olan dünya okurken zorlanmadığı, kafa yormadığı yazarları tercih ederek bu kişilerin çok para ve ün kazanmasını sağlıyor. Sadece Edebiyat alanında değil sanatın her alanında değer taşıyan yapıtlardan çok popüler olanın tercih edilmesi Treplev ile Trigorin arasında ki olası bir karşılaştırmanın popüler olanla sanat olan arasında ki karşılaştırma ile yakın ilgisi olacağını düşünüyorum. Zira Trigorin’in ünlü olması çok zeki ya da önemli eserler yazıyor olmasından değil halkın beğenisine hitap edecek eserler yazmasından kaynaklanmakta. Hepimiz günümüzde ki halk ve sanat anlayışına bakarak bu durumu analiz edebilir ve onlarca örnek sunabiliriz.

19. yy’in sonlarına doğru feodalizmin can çekişleri altında, Çehov’un kaleme aldığı bu eser, günümüz insanın; şöhret merakı, yalnızlığı, yüzeyselliği, cahilliği, eylemsizliği, tembelliği, yaşlılığa ve ölüme duyduğu korkusu, güce olan tapınması gibi duyguları ile yakından ilgili olması sebebiyle, 21. Yy’e önemini kaybetmeden ulaşmasını sağlıyor. Çünkü insan var olduğundan beri sorunları hiç değişmemiştir. Bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen güncelliğini kaybetmeyen bu oyun ile Çehov'un ne derece evrensel bir yazar olduğunu bir kez daha görüyoruz ...

10 yorum: